Mezhebimizi nasıl öğreniriz

Fıtrat ne kadar birbirinden farklı olursa olsun bu ifadeden bir başka mana çıkarabilmek dil bakımından imkânsızdır. Ayrıca da üstlerine bir şey yazamıyorsunuz.

12. Emir’ül Mü’ minin Hz. Ömer (RA.)’in dirayeti, basireti ve yöneticilikteki becerisi ve Ümmet arasında çıkan ve çıkabilecek her türlü fitnenin hemen üzerine giderek onu yok etmekte gösterdiği şecaati Onun gününda (hilâfet yıllarında) siyâsî açıdan olmadığı gîbi, akîde açısından da bir takım fitnenin çıkmasına meydan vermedi.

Bilhassa itikada tealluk eden konularda çıkan ihtilafların ve ümmeti bölen fitnenin kökünü biz, İslâm dışı kültürlerle Islama gelenlerin gelirken isteyerek, istemeyerek getirdikleri pisliklerde ve daha sonraki yılllarda da Eski Yunan Felsefesi’nin, hind felsefesinin arabçaya tercüme edilerek Müslümanlar arasında yayılmasında görüyoruz.

Başlangıçta, yâni Resulullah (SA.) zamanında Arabistan Yarımadası zaten nüfusu çok az bir yer iken, Müslüman olanı da buna nisbetle daha azdı.

Allah’ın Eli’ mes’elesi ve benzerlerinde olduğu gibi. İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Hz. Çünkü, duyduklarımız da zihnimizde kalıcı olmaktadır.

• Ezbere başlamadan önce abdestli olmalıyız veya güzelce bir abdest almalıyız. Çünkü, yanlış ezberlediğimizde düzeltmek çok zor olur.

FEM-İ MUHSİN NE DEMEK?

• Ezberleyeceğimiz bölümü düzgün okumak için bir “Fem-i Muhsin”den (Düzgün okuyan bir hocadan) ders almamız gerekir.

Bunlar, fıkıh ve fetva kitaplarını anlayamaz. İşte Peygamber Efendimiz'in tavsiyesi...

HZ.ALİ’NİN (R.A) EFENDİMİZE EZBER İLE İLGİLİ ŞİKAYETİ

Hz. Hele akîde ile ilgili konularda Müslümanım diyenlerin çok titiz olmaları, pırıl pırıl İslâm akidesinin üzerine bir toz zerresi bile kondurmamaya itina etmeleri gerekir.

(Berika)

İmam-ı Şaranihazretleri buyuruyor ki:
Hadis-i şerifler Kur’an-ı kerimi açıklar. Velisi kılınca, başkalarının tekrar kılması caiz olmaz. ‘Yed’ullah! Ya da ezberleyemeyeceğinizi düşündürtmek için size bir günahınızı hatırlatacaktır. Aşır okuyuşuyla ezber için ön hazırlık yapmak zor olur.

ÜÇER KERE TEKRAR EDELİM

• Ezberlemeye ilk ayetten başlarız.

Bu aklî ve naklî sebeble diyoruz ki Peygamberimiz İslâm olarak, Resulullah olarak akide ve amel konularında neyi nasıl anlamış ve uygulamış ise, dinden birşey olarak bize bir-şey bildirmiş ise bizler de Onun o konudaki anlayışını kavramaya, mes’elelere aynı açıdan bakabilmeye çalışalım. Doğru yazılmış tefsirleri okuyan cahiller, böyle felakete düşerse, dinde reformcuların tefsir adındaki kitaplarını okuyan acaba ne olur?

Dinimizi,Kur’anvehadistenöğrenmek
Sual: Dinimizi doğrudan âyet ve hadislerden öğrenmek mümkün olabilir mi?
CEVAP
Kendi hastalığını ve kalbindeki hastalığın ilacını bilmeyen cahil bir kimsenin, hadis-i şeriflerden kendine uygun olanları seçip alması imkânsız gibidir.

Resmen ve Devlet çapında bunu yapanları gördüğümüz gibi, daha onları tanımazdan önce de, çok küçük de olsa bazı çevrelerin aynı düşünceyi paylaşarak aynı amele ulaşmak istediklerini biliyoruz.

Biz burada siyâsî mezhebleri uzun uzun anlatacak, görüş farklılıklarını belirtecek mezheblerinin kendilerine göre delillerini gösterecek ve konuyu genişleterek kitab hacmine ulaştıracak değiliz.

(Dürr-ül-Muhtar haşiyesi)

Kendi hastalığını ve kalbindeki hastalığın ilacını bilmeyen cahillerin hadis-i şeriflerden kendine uygun olanları seçip alması imkansız gibidir. Özel olarak yakınlarınızı aramayınız!» diyerek onları bundan vazgeçirmeye çalışır. Bu sebeble de müctehid de olsa kişi kendi görüşünü terkederek, devlet başkanının kanun haline gelen görüşü ile amel edecek, onu üstün tanıyacaktır.

Bir müctehidin kendi görüşünü, devlet başkanının kanun haline getirdiği görüşünden daha isabetli bulması, görmesi halinde ise yine kanun halindeki devlet başkanının görüşüne tabiliğini sürdürecektir.

Peygamber (SA.) zamanında kendileri İslam akidesi ne ise yalnız onu ortaya koyuyor, kendisine gelen âyetleri okuyup açıklıyor ve anlatıyordu.